Toplumsal Yapıların İçinde Bir Meslek: Güvenlik Görevlisinin Sosyolojik Portresi
Bir Gözlemcinin Notlarıyla Başlamak
Bir kafenin köşesinde otururken binanın girişinde duran güvenlik görevlisini izledim. Gün boyu geleni gideni karşılıyor, kapıyı açıyor, bazen yalnızca göz teması kurarak “buradayım” diyor. O an fark ettim; bu meslek sadece kapı önünde durmak değil, toplumun güvenlik algısının görünür yüzü olmak. Sosyolojik olarak güvenlik görevlisi, sadece bir çalışan değil; toplumsal düzenin, hiyerarşinin ve güven duygusunun sembolüdür. Bu yazı, “Güvenlik görevlisi ne kadar maaş alıyor?” sorusundan çok daha fazlasını sorgular: Bu maaş, toplumun bu role biçtiği değerin bir yansıması mıdır?
Ekonomik Gerçeklik: Güvenliğin Bedeli Ne Kadar?
Güvenlik görevlilerinin maaşları, 2025 itibarıyla ortalama 22.000 TL ile 30.000 TL arasında değişiyor. Bu miktar, çalışılan kurumun türüne, özel güvenlik kimliğine sahip olunup olunmadığına ve vardiya sistemine göre artabiliyor. AVM’lerde ya da plazalarda çalışan özel güvenlik görevlileri genellikle bu skalada yer alırken, devlet kurumlarındaki güvenlik personelleri daha sabit maaşlarla çalışıyor. Ancak burada önemli olan yalnızca rakam değil; bu maaşın, emeğin toplumsal karşılığını yansıtıp yansıtmadığı.
Toplumsal Statü ve Görünmez Emek
Bir güvenlik görevlisinin işi, hem görünür hem de görünmez bir iş alanını kapsar. Görünürdür; çünkü fiziksel olarak oradadır, üniformasıyla toplumsal düzenin temsilcisidir. Görünmezdir; çünkü çoğu zaman fark edilmez, ancak yokluğunda güvenlik hissi kaybolur. Toplum, bu “görünmez emek” karşısında çoğu zaman duyarsız kalır. Maaş düzeyi de bu görünmezliğin ekonomik bir yansıması gibidir.
Cinsiyet Rolleri ve Mesleki Algı
Güvenlik görevliliği, tarihsel olarak erkek egemen bir alan olarak şekillenmiştir. Bu durum, toplumun erkekliği güç, dayanıklılık ve otoriteyle eşleştirmesinin bir sonucudur. Erkek güvenlik görevlileri genellikle “koruyan” figürler olarak algılanırken, kadın güvenlik görevlileri “dikkatli, iletişim odaklı” olarak tanımlanır. Bu ayrım, toplumsal cinsiyet rollerinin iş piyasasındaki yeniden üretim biçimidir.
Erkeklerin yapısal işlevlere —örneğin güvenliği sağlama, fiziksel denetim, risk müdahalesi— yönelmesi; kadınların ise ilişkisel bağlara —örneğin iletişim, empati, kriz anında yatıştırma— odaklanması bu kültürel kodların bir sonucudur. Kadın güvenlik görevlilerinin özellikle hastaneler, okullar veya kadın ağırlıklı çalışma alanlarında tercih edilmesi, “güvenliğin yumuşak yüzü” olarak görülen bir rol dağılımını yansıtır.
Kültürel Pratikler ve Mesleğin Dönüşümü
Toplum değiştikçe güvenlik algısı da dönüşüyor. Eskiden “bekçi” olarak anılan figürler, günümüzde teknolojik sistemlerle entegre çalışan profesyonellere dönüştü. Ancak maaş artışı bu dönüşümün hızına yetişemedi. Kamera izleme, giriş-çıkış kontrolü, kriz yönetimi gibi görevler artarken, ekonomik karşılık aynı oranda yükselmedi. Bu durum, emeğin niteliksel değerinin toplumsal olarak hâlâ tam olarak tanınmadığını gösterir.
Kültürel olarak güvenlik, “erkek işi” olarak kalmaya devam ettikçe, bu mesleğin toplumsal cinsiyet eşitliği açısından dönüşümü de gecikiyor. Kadın güvenlik görevlilerinin artışı, sadece istihdam değil; aynı zamanda toplumsal algının yeniden yapılanması açısından da önem taşıyor.
Toplumsal Normlar ve Güven Duygusunun İnşası
Güvenlik görevlileri, modern toplumun “görünmez duvarları” gibidir. Toplumun düzenini sağlama işlevini yerine getirirler, ancak bu işlev çoğu zaman duygusal ve kültürel beklentilerle de örtülüdür. İnsanlar bir binaya girerken güvenlik görevlisini gördüklerinde sadece fiziksel bir koruma değil, aynı zamanda sosyal bir düzen hissi de yaşarlar. Bu nedenle, güvenlik görevlisinin maaşı yalnızca ekonomik bir veri değil; toplumun güvenlik algısına verdiği değerin ölçüsüdür.
Toplumun Aynasında Güvenlik Mesleği
Sosyolojik olarak bakıldığında, “Güvenlik görevlisi ne kadar maaş alıyor?” sorusu, toplumun hangi işi değerli gördüğüyle ilgilidir. Fiziksel güç gerektiren, uzun saatler ayakta kalınan bu işin düşük ücretle karşılanması, emeğin değil statünün ödüllendirildiği bir yapıyı gösterir. Güvenliğin, sadece duvarlar arasında değil; sosyal adalet, gelir eşitliği ve saygı ekseninde de yeniden tanımlanması gerekir.
Sonuç: Maaştan Fazlasını Konuşmak
Bir güvenlik görevlisinin maaşı, sadece geçim aracı değildir; toplumsal bir göstergedir. Güvenliği kim sağlıyor, kim görünmez kalıyor, kim takdir görüyor? Bu sorular, toplumun kendi yapısal çelişkilerini de açığa çıkarır. Güvenlik görevlisinin maaşı, aynı zamanda toplumsal değer sistemimizin bir yansımasıdır.
Okuyucular olarak siz de bulunduğunuz kurumlarda, apartmanlarda ya da günlük yaşamda güvenlik görevlileriyle kurduğunuz ilişkiyi düşünün. Onları sadece bir görevli olarak mı görüyorsunuz, yoksa bir toplumsal işlevin insan yüzü olarak mı? Çünkü belki de asıl güvenlik, birbirimizi fark etmekle başlar.